Previo
Stres, çoğu zaman olumsuz bir durum olarak adlandırılmasına rağmen insan yaşamında oldukça hayati ve koruyucu bir anlama sahiptir. Vahşi bir yırtıcının üzerine doğru geldiğini gören kişinin vücudunda “alarm sistemi” devreye girer. Tehlike anında, sinir sistemi kortizol (stres hormonu) ve adrenalin hormonları salgılar. Bu hormonlar sayesinde beden “alarm konumuna” geçer. Kalp atımı hızlanır, kaslar gerilir, sıkılaşır, nefes alımı artar ve vücut tehlike karşısında savaşmaya hazır hale gelir. Sinir sisteminin verdiği bu tepki Savaş-Kaç tepkisi olarak adlandırılır ve otomatik olarak devreye girer. Hızlanan kan akışıyla kişi, hayatta kalmak adına savaşmak ya da kaçmak zorundadır. Ne var ki gündelik hayatta neredeyse hiç kimse vahşi bir yırtıcıyla karşı karşıya olmamasına rağmen sık sık kortizol ve adrenalin salınımı gerçekleşir, kaslar gerilir, kan akışı hızlanır, nefes alıp verme artar.
Beden ve zihin gündelik yaşamdaki olayların ne denli tehlike yarattığını ayırt etmekte zorlanır; içsel ya da dışsal tehlikeye dair sinyalleri aldığında “Savaş-Kaç” tepkisini devreye sokar. Bir terfi anında ya da teslim tarihi yaklaşmış bir işle alakalı olarak, vahşi bir yırtıcının yaklaşma anındaki gibi davranır. Dolayısıyla sık sık tetikte olması gerekir. Yaklaşan “tehlike karşısında” hayatta kalmak için bedensel, duygusal, düşünsel ve davranışsal olarak alarm sistemini çalıştırır. Sürekli tetikte olmak ve tehlike ile baş etmeye çalışmak uzun vadede oldukça yorucu hale gelmeye başlar ve işlevselliği azaltır. Birey, rutin işlerini sürdüremez hale gelebilir. Hayati bir alarm sistemi, çok fazla kullanıldığında işlevi bozan ve psikolojik iyilik halini olumuz etkileyen bir konuma ulaşır.
us psot